Çukurova Bölgesinde Bilgi Teknolojileri

Bilişim sektörel gelişimin öncelikli unsurlarından ve öncelikli sektörlerindendir. Küresel rekabet ortamında gelişim göstermenin, ilerlemenin ötesinde sektörde var olabilmek için ar-ge yoluyla yenilikçi, yaratıcı ürünler ve yeni teknolojilerin geliştirilmesi gerekmektedir. Bilgi akışı her sektör için büyük önem taşıyor, özel sektörde EDI (Elektronik Veri Transfer Sistemi) çerçevesinde çeşitli gelişmeler yaşanmaktadır. Bu kapsamda kamu sektörü olarak T.C. Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı da bu konuyla ilgili çalışmalarını sürdürmektedir.

Bölgedeki sektörel gelişmeler göz önünde bulundurulduğunda teknoloji sistemine bağlı olarak bilişim sektörünün gelişmekte olduğu görülmektedir.

Türkiye İstatistik Kurumu Sanayi ve Hizmet İstatistikleri verilerine göre Adana ve Mersin bölgesinde 2010 yılı itibariyle 2354 çalışanıyla 107 bilişim firması bulunmaktadır. Söz konusu veriler, Türkiye’de bulunan bilişim firma sayısı ve çalışan sayısı ile karşılaştırıldığında, Türkiye’de toplam bilişim firmalarının % 2,05’i ve bilişim sektöründe çalışanların % 4,34’ünün bölgede bulunduğu anlaşılmaktadır.

Üniversiteler, araştırma kurum ve kuruluşları ile üretim sektörlerinin işbirliğinin gerçekleştirilmesi, ileri teknoloji araştırmaları ve çalışmalarının desteklenmesi ve bu araştırmaların ekonomik değere dönüşmesini sağlamak amacıyla 2001 yılında 4691 sayılı yasayla kurulan Teknoloji Geliştirme Bölgelerinden (Teknoparklar) Çukurova Bölgesinde de iki adet bulunmaktadır. Mersin’de Mersin Üniversitesi bünyesinde“Technoscope”, Adana’da ise Çukurova Üniversitesi bünyesinde “Teknokent” faaliyet göstermektedir.

Çukurova Bölgesi yeni yatırımlarla Orta Doğu’nun bilişim merkezi olmaya adaydır.

BİLGİ VE İLETİŞİM TEKNOLOJİLERİ

Son yıllarda Türkiye’de bilgi ve iletişim teknolojileri alanında yapılan yatırımlar ve sektördeki gelişmeler ülkemizin gelişiminde önemli bir rol oynamaktadır. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı verilerine göre Türkiye’de bilişim sektörü 34 milyar dolar büyüklüğünde bir pazara sahiptir.

Bilgi ve iletişim teknolojileri tüm sektörlerin modernizasyonunu gerçekleştirirken aynı zamanda sosyo-ekonomik açıdan da ülkeyi güçlendirir.

Türkiye’nin jeopolitik konumu ve Gümrük Birliği üyeliği ile Avrupa, Türkî Cumhuriyetleri ve Ortadoğu pazarlarında etnik ve ticari ilişkileri de dış pazarlar için sahip olduğumuz avantajlardır.

IDC 2010 yılı verilerine göre, Türkiye bilişim pazarı 8,549 milyar ABD dolarıdır. Bu rakamın 6,944 milyar ABD dolarını donanım, 909 milyon ABD dolarını hizmet ve 696 milyon ABD dolarlık kısmını ise yazılım oluşturmaktadır. Türkiye’nin artan nüfusu ve komşu ülkelerin ihtiyaçlarına paralel olarak yakın gelecekte bilişim pazarı hızla gelişecektir.

İGEME kayıtlarına göre, bugün 100 civarında firma, 50 ülkeye, 12 serbest bölgeye yazılım ihracatı yapmaktadır ve geliştirilen bu yazılımlar başta Amerika, Almanya, Irak, Kazakistan olmak üzere çeşitli ülkelere ihraç edilmektedir. Türk yazılım şirketleri; sağlık, savunma, mobil çözümler, CRM ve Kurumsal Kaynak Planlaması (ERP) alanlarında ihracat yapmaktadır.

Dünya genelinde donanım tüm bilgi teknolojileri harcamasından % 39 pay alırken, bu oran Türkiye’de yaklaşık % 81 seviyesindedir. Bilgi teknolojileri pazarının % 19’u ise yazılım ve hizmetlerden oluşmaktadır.

Avrupa Komisyonu kapsamında yapılan bir araştırmaya göre, yazılım sektörü 22 sektör içinde Ar-Ge faaliyetlerine en çok kaynak ayıran 5. Sektör olarak belirlenmiştir. Ancak Ar-Ge yoğunluğu bakımından 2. sırada yer almaktadır.

2013 yılı Şubat ayı itibarıyla, internet kullanıcılarının sayısı 50 milyonu aşarken, geniş bant abonelerinin sayısı yaklaşık 20 milyona, cep telefonu abonelerinin sayısı ise 68 milyona ulaşmıştır. Türkiye’deki internet erişimi piyasası önümüzdeki beş yıl içinde patlama yaşarken, gelirler 2012 yılındaki 2,72 milyar dolar seviyesinden 2017 yılında 7,25 milyar dolar seviyesine doğru büyük bir artış gösterecek.